22 Şubat 2010 Pazartesi

Hfıza Kaybı


Son günlerde dikkatimi çekiyor; bazı anıları,insanları hatta okuduğum kitapları bile hatırlayamıyorum... Facebook'ta beni bulan okul arkadaşlarımı hatırlamam çok zor oldu mesela...Bazıları çok net bir şekilde belleğimde. Ama bazıları sanki hiç varolmamış...


Geçen gün bir arkadaşımla Tuna Kiremitçi ile ilgili 'iyi bir yazar mı?' tartışması içindeydik. Şahsen okuması kolay ve kurgusu güzel olduğu için beğeniyorum. Hatta 'Yolda Üç Kişi' adlı romanını çok severim yada severdim. Tartışmanın en hararetli yerinde bu romandan birkaç cümle örnek verecektim ki, hatırlamadığımı farkettim. Bir cümle bile hatılamıyorum! Herkesin kendine ait bir kitap okuma tarzı vardır. Ben genelde elimde bir kalem, beğendiğim cümlelerin altlarını çizerek okurum ve bu cümleleri de çok net hatırlarım daha sonrasında.Şimdi hatırlayamadığımı farkettiğimde, yıkıldım diyebilirim. Kendimi nasıl hissettiğimi tarif etmek çok zor.. Sanki kendini genç zanneden,doksan yaşında bir alzheimer hastası gibi....Ya da hayal dünyasında o kitabı okuduğunu zanneden ama asla okumamış bir akıl hastası gibi... Bu fikirler insanı biraz dehşete düşürmüyor değil hani....


Son iki yıldır yaşadığım zorluklar sanırım aklımdan istemsizce bir şeyleri sildi. Aslında keşke bilinçli bir şekilde unutmak istediğimiz anıları, insanları ya da olguları unutabilsek... Eğer böyle olsaydı kesinlikle okul arkadaşlarımı unutmazdım. Çünkü hayatımın en sorumsuzca, umursamadan hiçbir şeyi ve kafama takmadan sorunları, yaşadığım en özel anları okulda arkadaşlarımla beraberken geçti.


Okuduğum kitapları unutmak, intihar gibi... Sanırım asla unutmak istemeyeceğim tek şey kitaplarım... Beni ben yapan olguların oluşmasını sağlayan, çok değerli kitaplarım... Sanırım olmayacaktı o cümlenin başı; kesinlikle kelimesi daha uygun.


Şimdi yenilerini de ekleyerek üstlerine, eski hatırlayamadığım kitaplarımı tekrar okuyacağım. Ne de olsa vakit bol... Ama önce kendimi şu Madam Bovary' den kurtarmak zorundayım:)


Eski arkadaşlara gelince; yaşadığım acı deneyimlerin sonucunda insanlara güvenmekte zorlanıyorum.Hatta hiç niyetlenmiyorum çoğu zaman.. Onlarla daha sonra ilgileneceğim..


Kimse kusura bakmasın; önce kendim ve kendimde varolmasını istediklerim....


sevgiler hepinize



20 Şubat 2010 Cumartesi

Çocuk olmak...Çocuklu olmak....




Bugün anladım, çocukluk çok başka güzel bir devir...Saflığın ve bilinçsizliğin harika zamanları... Tabii anne- baba olmanın zorluklarını da görmedim değil. Sğrekli çalışan bir kafa gerek bir kere; her bilmeden bilmek için sorulan soruya en mantıklı cevabı vermek, bir üçüncü kişiyle konuşurken yanında bir çocuk olduğunu unutmamak, her hareketinde örnek olduğunu bilmek...Gerçekten çok zor...Evlilikten korkan insanları anlamadığıma karar erdim.Çünkü korktukları gibi hayatı kısıtlayan kurum evlilik değil, çocuk sahibi olmak....


Ayrıca enteresan olan çocukların çocuk olduklarının bilincinde olmadıkları için bu zamanlarının keyfini çıkaramamaları...Ancak büyüyünce anladığımız ve aslında belkide hiç anlamak istemediğimiz acı gerçekler bize çocukluğun ne kadar da güzel, keyifli ve huzurlu bir dönem olduğunu düşündürüyor.


Şimdi aklımda bir kaç soru var.Bir, büyümek acaba gerçekten pek sevilen ve istenilen bir şey değil mi? Çünkü küçükken hep büyümek ister insan...Yada bunda büyürken yaşadığımız deneyimlerimizin etkisi altında kalıp özlem duyuyoruz?

İki, insan ne zaman çocuk sahibi olmalıdır? Yaş olarak değilde acaba 'hazırım' dediğinde bile hazır değil midir? Çocuk için en saülıklı büyüme ortamının hazır olması yeterli midir?

Her şey bir tarafa bizi 'insan' yapan bu kısıtlanmalar, özlemler,saflıklar, acılar ve yaşadığımız sızlandığımız yada bizi çok mutlu eden her anının toplamı mıdır?


Bugünlerde insanları kesinlikle anlamadığını düşünen biri olarak bu sorulara cevap vermek çok zor benim için....


Bilemedim....

19 Şubat 2010 Cuma

Lady Mary İle Başlangıç

Ölüme yatmak...Çok ağır bir cümle belki de başlangıç için.Ama...Ki daha başlangıçtı istenen, beklenen.Ne de olsa bizden bekleneni yapmak zorunda değiliz değil mi? Kendime söz verdim ben artık sadece istediklerimi yapacağım,yazacağım ve söyleyeceğim. Bu sayfayı da bunun için açtım.Yıllardır bir palyaço gibi davranmamım günahını çıkaracağım burda. Etrafımdaki kimi insanlar beni bilir ama çoğu bilmez.Artık herkez bilsin istiyorum. Ne gösterdiğim kadar sessiz ne de duygusalım aslında...Zamanla anlarsınız zannımca...

Hesap sorulmaksızın fikirlerini özgürce yazmak..Hımmm çok lezzetli bir yemek yemek kadar keyifli olacak...

Takipçilerin dikkatine, her gün sayfamı ziyaret ediniz:)

Sizi sevdiğimi de unutmayınız...:)

muckaa